İlk Blog

 İlk bloglamama geçtiğimiz hafta eskileri karıştırırken bulduğum bir yazıyla başlamak istiyorum. Yazıyı lise son sınıfta yazmıştım derleyip topladım.
Bu soğuk buz gibi kış gününde hoşgeldin sefalar getirdin. Çok üşümüş görünüyorsun. Az biraz sabret, sık dişini yaz geldi. Bundan kelli bahar gelir havalar ısınır. Birazdan okuyacaklarınla içinin ısınmasını temenni ediyorum.
Senin görüpte söylemediğin, duyupta kulak asmadığın, anlayıpta anlamamazlıktan geldiğin şeyleri yazıyorum. Bu siteye girdiysen bu yazıları okuyorsan muhtemelen merak etmiş olmalısın. Diğer sitelerden farklı olmayan ama tıpkısının aynısı da olmayan bir bloga niye geldin, gelmeseydin, seni görmez olaydım gibi serzenişlerde bulunmayacağım. Bilakis izzeti ikramda bulunacağım..
Bizde öyle herkese her zaman kahve yapılmaz. Kahve içmek için ya kız isteyeceksin veya dert anlatıp dinleyeceksin. Ha bu arada unutmadan söyleyeyim.
Kahve yemenden, bülbül çemenden, sohbet ezelden gelir. Tabi ki kahve bahane, gönül ne kahve ister, ne kahvehane, gönül sohbet ister, kahve bahane diyelim sözü fazla uzatmayalım.
Bizde misafir baş üstünde ağırlanır el üstünde uğurlanır. Ey ahali duyduk duymadık demeyin. Göz açıp kapayıncaya kadar yeni tohumlar ekeceğim bloga. Onlara bakmayı, ayda bir gelip sulamayı unutma emi. Hadi Allaha emanet ol. Kal sağlıcakla..



Yorumlar