Başörtüsüyle ilgili sorular ve cevapları - Ekrem Senai

Başörtüsüyle ilgili sorular ve cevapları - Ekrem Senai


A: Başörtüsü özgürlükse mayo da, bikini de serbest olsun o zaman…
C: Valla bence bir mahzuru yok. Bikinili ve tangalı bacılarımıza sahip çıkmaya hazırım. Bunun her gün yeni versiyonları çıkmaya başladı şimdi. Belediye tesislerinde içki serbest olsun, eşcinsellere de özgürlük verilsin, Budist, ateist semboller de serbest olsun, miki dini kulaklarıyla girmek de serbest olsun bla bla. Benim anlamadığım şu ki, bu arkadaşlar bu denli özgürlükçüyse neden 301.madde, Orhan Pamuk, Atilla Yayla vs. konusunda bu derece sapkınlar. Bir diğer anlamadığım tüm anketler halkın tamamına yakınının üniversitede başörtüsünün özgür olmasını savunduğu ortadayken bu kadar çatlak ses neden ve hangi saiklerle bu kadar çok yükseliyor?
A: Şimdi türbana özgürlük tanırsak yarın bunlar çarşaf, sarık da giyerler.
C: Şimdi üniversitede türbanı yasaklarsanız yarın sokakta, daha sonra evin içinde de yasaklarsınız. (Bkz: A.Necdet Sezer “Gerekirse dini özgürlükler de baskı altına alınabilir…)
A: Türban bizim geleneksel kültürümüze ait bir kıyafet değil, Arap üniformasıdır.
C: Taraf gazetesinde Sivilay abla nın dediği gibi, biz sadece geleneksel kıyafetler giyeriz halbuki. Blue jean Selçuklulardan kalma mahalli kıyafetimizdir mesela. Göbek piercing‟i çok kadim bir şaman ritüelidir. Bildiğimiz tüm geleneksel Anadolu kıyafetlerinde sırt dekoltesi standarttır…
A: Türban ayrı, başörtüsü ayrı…
Cevap: Şimdiye kadar ikisinin farkını anlatabilecek bir mert meydana çıkmadı…
A: Türban siyasi semboldür.
C: Hilal şeklinde bıyık da, orak şeklindeki favori de öyle. Hatta cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde toplumun en temel ortak öğesi olan “bayrak”ın bile siyasi malzeme olarak kullanıldığına şahit olduk. Atatürk de en temel siyasi sembol olarak kullanılıyor mı Türkiye‟de? Hatta en temel kamplaşma malzemesi (bkz: “Atatürk‟ü seviyor musun sen onu söyle bana!”) Kaldı ki türban bir sembol değil, öyle olsaydı neden kadınlar başlarındakini çıkarıp onun yerine ayrı bir sembol oluşturmuyor da ya okulunu bırakıyor, ya yurt dışına gidiyor, ya da acayip peruklar takıyor? Gerçek şu ki “Türkiye’de başörtüsü sorunu yoktur, empati sorunu vardır !”
A: Anamızın başörtüsüne karşı değiliz.
C: Değilsiniz, çünkü ananızın sosyal statüde sizinle bir paylaşımı yok. Zira kızlar başlarını anamız gibi bağlasalar da okula almıyorlar, Sophia Loren gibi bağlasalar da. Nasıl içeri alacaklarına dair herhangi bir tariften de kaçınıyorlar. Çünkü birçok kişinin açık sözlülükle ifade ettiği gibi onlar, kafasının içindekine karşılar !
A: Başörtülü bir kız üniversitede başı açık olana “ben inançlıyım, sen inançsızsın” mesajı vermiyor mu?

C: Ben de bazen içki sofrasında “ben çağdaşım, sen gericisin” mesajı alıyorum, ama üzerinde durmuyorum, arkadaşlarımla oturup sohbet ediyorum. Havadan nem kapmaya müsaitsen zaten her kıyafeti, hareketi, sözü olumsuz olarak yorumlayabilirsin. Başörtülüler uzaydan gelmedi, hepimizin ailesinde var; kapalılar açıklarla barış içinde yaşıyor, kimse debirbirinin kıyafetinden alınmıyor. Bu yüzden bu argüman evham bile değil. Başörtüsü toplumu bölüyor diyenler, bunu söylemekle zaten bu bölünmeye hizmet etmiş olmuyorlar mı?
A: Başörtüsü laikliğe aykırı değil mi?
C: Başörtüsünün yasaklanması laikliğe aykırı. En katı laiklik görüşüne sahip Fransa‟da bile üniversitelerde böyle bir yasak yok.
A: Her ülkenin kendi laiklik anlayışı farklıdır.
C: O zaman adına laiklik denmez. Bizimki de çikolata ama biz etle sarımsaktan yapıyoruz diyemezsiniz. A: Bilim ile inanç çelişir. Türban takan kız “biz senin bilimine inanmıyoruz” demek istiyor. (Deprem Profesörü Celal Şengör)
C: Dinsiz bilim topaldır, bilimsiz din kördür. (Modern bilimin babası Albert Einstein)

Yorumlar